7 Şubat 2016 Pazar

Finlandiya'da Okul Öncesi Eğitim

 Devam...Genel bakış açısıyla hal böyle iken, ben alanımı merak ediyorum. Programımız yoğun olduğundan ve gideceğimiz anaokulunu bulmada sorun yaşadığımız için geç kalıyoruz. Tabi ki geç kaldığımızı haber veriyoruz. 15 tane özel anaokulu sahibi olan Heidi bizi kapıda karşılıyor. Finlilerin dakik olduklarını bildiğimiz için, okul içinde depar attık diyebilirim. Heidi, sorularımızı yanıtlıyor. Bir taraftan da saat 15.00’dan sonrasını bizim için kaldığını, normalde bu süreyi kendine ayırdığının altını çiziyor. Zaten bu gezi boyunca örtük mesaj almak, alışkanlık haline geldi diyebilirim. Heidi’den bahsedeceğim. Çünkü Türkiye’deki özel kreş ve anaokullarının birçoğunda olduğu gibi o da alan dışı bir kurum sahibi. Her şey çocuğu için daha iyi bir okul yapabilir miyim? Diyerek başlamış. Zaten Finlandiya’da ilk öğrendiğim şey, insanların daha iyi ne yapabilirim çabaları oldu.
okulun giriş bölümünde Nilgün Erentay hocam ile...

Öncelikle şunu belirtmeliyim. Finlandiya’da o ideal fiziksel imkanları olan okulları gözünüzde canlandırmayın. Bakanlığımızın bağımsız anaokulları hatta ilkokullarımızın anasınıflarının fiziksel koşulları daha iyi olabilir. Finliler bu konuda net. Okul içi bir araç, gerçek hayat dışarıda. İşte bu noktada tamamen ayrılıyor gibiyiz. O bağlı olduğumuz ihtişamlı sınıfları göremedik Finlandiya’da. Ziyaret ettiğim kurum özel bir anaokulu. 1-3 ve 3-6 yaş grupları ayrı ayrı. 3-6 yaş gruplarından daha çok, 1-3 yaşın eğitim ortamı beni cezp etti. 

çok amaçlı, kavram panolarından

Okulun içi, ev ortamı gibi. Gibisi fazla, bildiğiniz girerken oturma odasına giriyormuş gibi hissettim. Mesaj gayet açık. Evinde gibisin, güvendesin. Bizdeki gibi rengarenk duvarlar, rengarenk dolaplar, meslektaşlarımın yaptığı kavram panoları, tavandan oradan buradan sarkan bir şeyler yok. Ailelerin çocuklarının etkinliklerini gördüğü panolardan da eser yok. 
1-3 yaş giriş bölümü

1-3 yaş giriş bölümü


Gelelim sürece,

İlk yazıda belirttiğim genel eğitim politikasına dair her şey, okul öncesi eğitimde de aynen devam ediyor. Çok değil, Ağustos 2015’de okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmiş ve bir çocuğun devlet himayesinde, yüksek öğrenime kadar eğitimi her şey dahil ücretsiz! Ancak çocuklarını okul öncesi eğitim aldırmak istemeyen çıkarsa, temel hak olarak görüp bir sorun çıkarılmıyor muş. Lakin 6 yaşta okullaşma oranı neredeyse %100. Finlandiya’da erken çocukluk eğitiminin düzenlenmesi ve denetlenmesi yerel yönetimlerin himayesinde. Özel anaokulları ve kreşlerde (genel olarak gündüz bakım evi olarak tanımlanıyor) var. En temel hizmet bakım, çocukların yaşı ilerledikçe bütünleşmiş bir yaklaşımla oyun yoluyla öğrenme esas amaç haline geliyor. Finlandiya EÇEB iki ana hedefi var. Okul yaşın altındaki çocukların gündüz bakım ihtiyaçlarına cevap vermek ve erken çocukluk eğitimi sağlamak. Bu konuda devlet, özel anaokullarının ücretinin yarısını karşılıyor. Ücreti sorduk mu, evet sorduk :) bu arada tüm okul gezileri sürecinde, çocuk olan yerde fotoğraf çekmemeye çalışıyoruz.

Okullar, Eğitim çerçevesinde hazırlanan yerel müfredata dayalı Okul Öncesi Eğitim (2010) Ulusal Çekirdek Müfredat programını uygulamakla yükümlü. Gitmeden incelediğim programlarına böyle bir isim vermişler. Çünkü, Çekirdek müfredat, genel eğitimi baz alarak, daha geniş bir müfredat reformu kapsamında yakın bir zamanda revize edilmiş (2014) . Güncellenmiş “Ulusal Çekirdek Müfredat 2016 Erken çocukluk eğitimi ve bakımı” programını, okul öncesi ve temel eğitim şeklinde çocuğun gelişimi takip ederek 2016 Ağustos ayı itibariyle uygulamayı planlıyorlar. Bu arada, müfredat güncellenmesi sadece erken çocukluk eğitiminde değil, tüm alanlarda yapılmış. Pilotlama sonuçlarını yazın tartışıp, ağustos 2016 da tüm ülkede güncellenen programları uygulamayı planlıyorlar. Finliler eğitim sistemini bütüncül yaklaşımla ele alıyorlar. Bir alanın müfredatı güncellenirken diğeri ayrı tutulmuyor. 

Resim yazısı ekle

1-3 yaş oyun salonu geçiş arası


Bir önceki yazımda belirttiğim gibi, öğretmen olmak için uzun bir yola çıkmış olmanız gerekiyor. Anaokulu öğretmeni olarak çalışacaksanız yüksek lisans, Gündüz bakım merkezlerinde Diğer personelin, sosyal refah ve sağlık alanında en az bir meslek orta öğretim yeterliliğe sahip olması bekleniyor. Bu arada gittiğim iki okulda da gözüme çarpan erkek öğretmenlerin (1-3 yaş bakım dahil) oranının neredeyse yarı yarıya olmasıydı. Öğretmenler her kademede günde en az 2 saatini mesleki programlarıyla geçiriyorlar.

Gelelim programa, programın genel amacı dil gelişimini sağlamak ve çocuklara öğrenme isteğini artırmak olarak açıklıyor Heidi. Daha sonra programın içeriğine baktığımda ise, matematiksel etkinlikler, doğa bilimleri, tarihsel-toplumsal bilince yönelik etkinlikler, estetik gelişimi, ahlaki-dini etkinlikler gibi ana yönelimlerinin olduğunu gördüm. 2013 yılında güncellenen okul öncesi eğitim programımızda ki gibi güne başlama zamanı ve değerlendirme zamanı arasındaki çocukların ihtiyacına yönelik planlanan etkinliklerden oluşuyor. Heidi, programlarının yıllık müfredata göre haftalık ve günlük şekillendiğini gösteriyor. Günde iki kere açık hava etkinlikleri hariç olmak üzere, alan gezileri de yapılıyor. Kütüphaneler, tiyatrolar, opera v.b. çocukların alan gezisine gittiği yerlerden bir kaçı… 
Kurum sahibi ve haftalık programlara bakış

Değerlendirme demişken, Finliler için çocuğun genel refahı çok önemli olduğundan çocuğun değerlendirilmesi ayrı bir önem arz ediyor. Öğretmenden, sistematik ve bilinçli gözlem yapması , çocuğun gelişimini belgelemesi ve faaliyetlerini planlarken çocukların gözlemleri de dikkate alması bekleniyor. Bir çocuğun ilkokula gitme yaşı geldiğinde, okul öncesi öğretmeni kendi ayrıntılı gözlem raporuyla, çocuğun portfolyosunu ilkokula yolluyor. Aileden de çocukları hakkında ayrıntılı gözlem raporu isteniyor. Tüm bu raporlar incelendikten sonra ilkokul, çocuk ve aileyle görüşme yaparak çocuğun ilkokula başlamasına karar veriyor. Okul olgunluğu hakkında tez yazmış birisi olarak, çok kıskandım çoookk… ilkokula hazırlık demişken, özel anaokulunda okuma-yazmaya hazırlık bölümü oluşturmuşlar. Etkinlik yapan çocukların küçük grup çalışması yapmaları da gözden kaçmadı. Ve merak edilen bir durum, bizdeki gibi kavram kitaplarından destek alıyorlar. Ayrıca özel eğitim desteğine ihtiyaç duyan çocuklar okula geldiği zaman (kaynaştırma eğitimi), o sınıfa bir özel eğitim öğretmeni ataması yapıldığı gibi, okula rehber öğretmen ya da okul psikoloğu (okulda yoksa) görevlendiriliyor. 


okuma yazmaya hazırlık bölümü


sandalyelerin büyük göründüğüne bakmayın, çocuklar için ve çocukların isimleri yazılı




Okuldaki rutin işleyişte dikkatimi çeken diğer bir nokta, çocukların tuvaletlere yalnız, yardım almadan girip çıkması oldu. Yetişkinler çocukları uzaktan yönlendiriyor. Beslenme saatlerine gelince, Helsinki Normal Lisesi’nin anasınıfı öğrencilerini gözlemleyebildim. Çocuklara servis, erkek öğretmenleri tarafından yapıldı, yemek tercihi ve yeme işi çocuklara bırakıldı. Bu arada, okullarda kefir kıvamında süt tüketimi çok fazla. Ülkenin ikliminden dolayı, çocukların gelişimine destek vermek için süt tüketiminin yoğun olduğunu düşündüm. Özel anaokulundaki menülerde ise, şaşırtıcı bir durumla karşılaştık, vejetaryen menü tercihe sunuluyor. Evet yaşınız ne olursa olsun, tercihlere saygı var. 
MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa ÖZCAN gözlem yaparken

1-3 yaş bakım evi beni cezp etti demiştim. Bir apartmanın altında yer alsa da, içeri girdiğinizde ev ortamı yine sizi karşılıyor. Sarışın mutlu bebeklerin olması, içeride huzurlu bir ortamın olduğuna işaret ediyor. Materyaller gösterişten uzak, sade ve az sayıda. Dokunma-duyusal odada, yerdeki çocukların aileleriyle olan fotoğrafları duvarda. Mesaj yine açık, güvendesiniz. Bu arada tuvalet eğitimi yapılan alan, öğrenme merkezi kıvamında, duvarda davranışçı bir pano ve cicili bicili materyaller süslüyor. 






1-3 yaş giriş

1-3 yaş giriş



biz, ziyaretçiler :)


Gelelim sınıf sayılarına. Özel okulların sayılarını hiç aktarmayacağım. Devletin genel kıstası 1’e 8. 1 öğretmen 8 çocuk. Ancak bu rakam bölgesel değişiklik gösterebiliyor. özel okullardan isteyenler, çift dilli eğitim yapabiliyor.
açık hava etkinliği için ayrıca çıkış kapısının önü



Gelelim genel sorunlara, bizdeki gibi aile katılımında sorun yaşıyorlar. Anne babalar çalışıyor. Yine de aileyi bir şekilde işin içine katmışlar. Anne-baba gelemezse büyük anne-babalar ne güne duruyor. Üstelik her öğretmen, her gün okul çıkışı aileyle kısa da olsa görüşüyor. Bu konuşmalardan birine denk geldim. Fince bilmesem de, vücut dili karşılıklı saygı, sevgi ve güvenilir bağlar olduğunu gösteriyordu. Kapıda bekleyip, hesap soran veli görmedim en azından :)

 Ve kuzey ülkelerinin hayat dışarıda, gerçekler açık havada öğrenilir felsefesini sona bırakıyorum. Okul bahçeleri temel ihtiyaçları giderse yeterli görülüyor. Çünkü özel okul, devlet okulu fark etmez her gün, günde iki kez, açık hava etkinliği yapılıyor. Bu açık hava etkinliğini, okul bahçesi olarak algılamayın. Helsinki’de yeterince deniz, göl kenarı, ağaçlık ve oyun parkı varken niye okul içinde durulsun değil mi? Üstelik hava buz gibiyken :)  Helsinkiye gelmeden önce bir hocamızın arkadaşı haber gönderdi. “Şu anda burası -30 derece sıkı giyinin, bugün çocukları dışarıya çıkarmadık”…yol boyunca saçma sapan sorular türettim bende. Acaba kaç dereceye kadar çocukları dışarı çıkarıyorlar? Kar tatili yok mu? Çocuklar nasıl okula gidip-geliyorlar?... bu soruların cevabını Heidi verdi. “-15 dereceye kadar çocukları açık hava etkinliğine günde iki kez çıkarıyoruz. Gerçek hayat dışarıda. Onları göl-deniz kenarına, parklara götürüyoruz. Yürüyüşler iyi geliyor…” işte bu cümlelerden dakikalar sonra, kendimizi yürüyüşe giden çocukların arkasında buluyoruz. Üstelik hava erken kararıyor (hava alacakaranlık durumdayken). Daha sonra da şehirde gördüğüm manzara, bu çocuklar aileleriyle de gezmekten geri kalmıyorlar. Minikler, güvenli, rengarenk termal tulumlarıyla her yerdeler J kışlık kapalı bebek arabaları, karda rahat etmek için kızak şeklinde bebek arabaları da var. Ancak bu bebek arabalarını adı üstünde bebekler kullanıyor. Kar-buz demeden tüm çocuklar tulumlarıyla dışarıda yürüyüşteler. Beyaz Zambaklar Ülkesi’nin eğitimi işte böyle. Kıyas yapmak çok güzel, gıpta edeceğimiz belki de bin bir türlü mazeret bulacağımız notlarla geri dönüş yaptık. Kim bilir, eğitim reformunu belki bizlerde yaparız...
ve açık hava 

annesiyle dışarıda oynayan çocuklar

evlerinin önünde oyun oynayan çocuklar

açık hava etkinliği için hazırlıklar tamam

ve çocuklar yollarda

Fotoğrafların her hakkı saklıdır.

































6 Şubat 2016 Cumartesi

Finlandiya'da Öğretmen Olmak ve Fin Eğitim Sistemi

Gezi gözlem raporlarının akıcı bir dille anlatılması gerektiğini biliyorum. Eğer sıcağı sıcağına yazmazsam, bu farklı deneyimi paylaşamayacağımdan korkuyorum. Kuzey ülkelerinin yaşam şekilleri, doğal olarak eğitim sistemlerinin de, farklı bir bakış açısıyla tartmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bu yazıda, Finlilerin sürekli bilinen yönlerine ek olarak, kendi gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.

Gemi'den Helsinki

Ocak ayının son haftası Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye geldik. Geldik diyorum farklı alanlardan 30 kadar öğretmen ve akademisyenle birlikte, EKİP Travel Organizasyonu ile. Aslında pasaport kontrolde belli oluyor, farklılıklar. Ekipten en son kontrole kaldım. Görevli herkese sorduğu gibi benim de branşımı sordu. Ülkemizin genel özelliklerini biliyorsunuzdur. Ben okul öncesi öğretmeniyim dediğinizde, ne gibi tepkiler alacağımızı da… Görevli polis ; wooww, very good diyerek kaşeyi pasaporta vurdu. İlk başta dalga geçtiğini düşündüğümde ise, bu ülke de öğretmenlerin, özelikle de sınıf ve okul öncesi öğretmenlerinin ne kadar önemli olduğunun altını çizmeden edemeyeceğim. Ülkeye girer girmez, “ben öğretmenim” yazan bir şeyler giymek isteyebilirsiniz J baştan söyleyeyim, Eğer okul ziyareti yapacaksanız öncelikle kıyasa gitmeden, anın tadını çıkarınız ne de olsa motivasyonu yüksek bir gezi olacaktır J.
Fin eğitim sisteminde , okul öncesi eğitim ile ilgili çalışmalara bakmadan önce, genel düzeni iyi çözümlemek gerekiyor. Zaten, genel yaşam standartlarını gördüğünüzde kafanızda az çok eğitim düzeni şekillenecektir. Bu nedenle önce öğretmen eğitiminden bahsetmek istiyorum.
İlk ziyaret durağımız, Helsinki Normal Lisesi. Okulda, Ortaokul ile birlikte eğitim veriliyor. Okul binası oldukça eski, okul 150. Yılını kutluyor bu yıl. Burası öğretmenlerin mezun olduktan ve atandıktan sonra uygulama yaptığı 11 okuldan birisi. Aynı zamanda bölgesel eğitim veriliyor. Okuldaki tüm öğretmenler Helsinki Üniversitesi’nin görevlendirdiği eğitimciler. Burada görev yapmak, oldukça prestijli. Bu tarz uygulama okullarında öğretmen olmak için, fazladan eğitim almanız ve özgeçmişinizin kabarık olması şart. Öğretmenlerin hemen hepsi doktoralı ya da uzman ve meslektaşlarına göre daha yüksek maaş alıyor.
Helsinki Normal Lisesi'nin öğretmenler odasında brifing

Okullar genellikle yerel yönetimlere bağlı, eğitim departmanları tarafından yönetiliyor. Bizim klasik anlamda algıladığımız bir yönetim şekli yok. Ancak, uygulama okulları üniversitelere bağlı işleyiş gösteriyor.
Öğretmen yetiştirme sistemi, alanım dışı olmasına rağmen, son yıllarda incelediğim konular arasında. Finlandiya’da öğretmen yetiştirme, kurumlara öğretmen seçimi ile başlıyor. Üniversitelerden mezun olan öğretmenler, ilk 3-4 yıl bir yere bağlı olmadan yüksek lisans yapıp, çalışacakları konu üzerinde kendilerini geliştiriyorlar. Eğitim fakültelerinde teorik açıdan yüklü eğitim yapılıyor. Bu eğitim, yani lisans düzeyi sizin öğretmen olmanız için yeterli değil. Evet, aynı şeyleri düşündüğümüze eminim. Finlandiya eğitim sisteminin temel ayırt edici özelliği bence burada başlıyor. Öğretmen yüksek lisansını bitirdikten sonra, bizim stajyer öğretmenlik kadememiz gibi, uygulama öğretmen okullarına atanıyor. Tabi kriterleri sağlıyorsa. Bu uygulama okullarında, hayalini kurduğumuz mentörlük sistemi devreye giriyor. Öğretmen adayı menti olarak, mentör öğretmeniyle derslere girip, uzmanlaşacağı alanda çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar yaptığı yüksek lisansın haricinde uzmanlık çalışmaları. Bir nevi atanma tezini, uygulama okulunda yazıyor. Okullardaki menti öğretmenlerin tek amacı var, “nasıl daha iyi olabilirim?”, bu soru Finlandiya’daki her kademedeki öğretmeni kapsayıcı nitelikte. Şimdi soracaksınız eğitim fakültelerine nasıl giriyor ve mezun olduktan sonra ne yapılıyor diye.
Dediğim gibi, öğretmenlik tıp, mühendislik, doğa bilimleri gibi alanların çok çok üstünde yer alıyor. Öğretmen olmak için, Üniversiteye girerken genel sınav sonrası, akademik test ve mülakata alınıyorsunuz. Mülakatlar birebir ve grup tartışması gibi yöntemlerle yapılıyor. Ülke ortalamalarına göre bu sınava başvuranların %10’u öğretmen olabiliyor. Öğretmenlerin genel oranına bakarsak, bizde olduğu gibi kadın öğretmen sayısı oldukça fazla. Gelelim üniversite sonrası işe girme durumuna. Her okulun öğretmen seçme oranı ve şartları değişkenlik gösteriyor. Öğretmen seçimini, sonradan onunda büyük emeklerle müdür olduğunu öğrendiğimiz, okul müdürleri yapıyor. Bizi tekrar uyarıyorlar, Finlandiya’da lisans eğitimi ile öğretmen olamıyorsunuz… işe girerken, ulusal, uluslar arası aldığınız krediler (sertifikalı programlar, dersler, kurslar, yapılan bilimsel çalışmalar v.b.) ve tezinizle kabarık bir öz geçmiş sunmanız gerekiyor. Sonrası ise, y.lisans teziniz dışında uygulama okulundaki teziniz sizi öğretmen yapacak yola ulaştırıyor.

Evet buraya kadar, zaten yeterince çözmeye çalıştığım sorular, yerini yeni sorulara bırakıyor. Aslında işin özü öğretmen yetiştirme, seçme ve yerleştirme. Finlandiya eğitim sistemine burada genel olarak değineceğim. Zaten çok bilinen, sosyal medyada yazılan çizilen ne varsa doğru J gittim, gördüm J
okul koridorları


Fince Kamu eğitimi 1860'larda başlamış (Okumayanlar varsa, “Beyaz Zambaklar Ülkesi” kitabını sonuna kadar tavsiye ederim.). Diğer ülkelerde de olduğu gibi Finlandiya'da ana dil okullaşmanın orijinal kaynağı Kilise olmuştur.

Genel Eğitim Politikalarına bakıldığında ise,

Yüksek kaliteli eğitim ve öğretime tüm vatandaşlar için eşit fırsatlar sağlanması Finlandiya eğitim politikasının uzun vadeli bir hedefidir. Finlandiya eğitim politikasında anahtar kelimeler: kalite, verimlilik, eşitlik ve uluslararasılaşma olmaktadır. Eğitim ve kültür temel hakkı Anayasa'da ki en temel haklardandır. Politikaları, hayat boyu öğrenme ve ücretsiz eğitim ilkeleri üzerine inşa edilmiştir. Eğitim ise, toplumun rekabet ve refah için anahtar olarak görülüyor. Eğitim kalitesinin artırılması için, OECD politikalarını ve verilerini temel alıyorlar. Her şeyin öyle muhteşem durduğuna bakmayın, kaynak sorunu yaşadıkları için, okullar arası rekabetin güçlendiğini söylüyorlar. Bu durum, en çok okulun bütçesini yapan ve kabul ettiren okul müdürlerine iş düşürüyor.

öğrenciler için giriş bölümündeki vestiyer

Ortaokul ve lisenin çok amaçlı salonu
İlkokulda sınav yok, okullar ders programları ve saatlerini kendileri düzenliyor. Bizdeki gibi okul kulüpleri var ve çok etkin kullanıyorlar. Beni ters köşe yapan durum ise, çocukların öğrenmeme özgürlüklerinin olması J evet doğru duydunuz, böyle bir hakları var. Lakin lisede özel ve sağlık sebepleri hariç devamsızlık yapma hakları yok. İlkokul 3. Sınıfta, haftada 2 saat İngilizce dersi görerek başlıyor yabancı dil. Peki sonra ne mi oluyor, tüm vatandaşları şakır şakır İngilizce konuşuyor. Bizim çocuklarımız uluslar arası becerileri yerine getirebilmeli diyorlar. Devamı, Finlandiya'da okul öncesi eğitim...